Şimdi Kaydolun

Giriş

Kayıp Şifre

Şifrenizi mi kaybettiniz? Lütfen e-posta adresinizi girin. Bir bağlantı alacaksınız ve e-posta yoluyla yeni bir şifre oluşturacaksınız.

Captcha Captcha'yı güncellemek için resme tıklayın.

Giriş

Şimdi Kaydolun

Lorem ipsum dolor sit amet, consectetur adipiscing elit.Morbi adipiscing gravdio, sit amet suscipit risus ultrices eu.Fusce viverra neque at purus laoreet consequa.Vivamus vulputate posuere nisl quis consequat.

Petrolün Yerini Alacak 10 Alternatif Enerji Kaynağı

Fosil yakıt döneminin sonuna geldiğimiz bu günlerde insanoğlu petrolün yerini alabilecek alternatif enerji kaynakları konusundaki araştırmalarını tüm hızıyla sürdürüyor. Son yıllarda oldukça popüler hale gelen, evlerin çatılarında, tarlalarda boş alanlarda görmeye alıştığımız güneş enerji panelleri ile yol kenarlarında tepelerde gördüğümüz rüzgar türbinleri ve diğer yenilenebilir enerji kaynakları optimum enerji kullanımına hizmet etmek üzere kendi aralarındaki yarışı sürdürüyorlar. Tek problem halen bu kaynakları tam kapasite ile kullanacak teknolojiye ulaşamamış olmamız.

Bu nedenle gelecek; henüz açığa çıkmamış çok daha büyük potansiyelli enerji kaynakları bakımından zengin seçenekler içeriyor. Bunlardan son dönemde popüler olanları sizler için sıraladık:

Nükleer Füzyon

Dünya nükleer füzyon enerjisine ulaşabilmek için uzunca bir süredir bekliyor. Güneşin faaliyetlerini sürdürmesini sağlayan füzyon, bu bağlamda güvenilirliğini ispat etmiş durumda zaten. Burada asıl problem, bu gücü dönüştürebilecek yöntemlere henüz ulaşamamış olmamız. Fizyon teknolojisinde çok fazla atık oluşması ve potansiyel riskleri füzyon konusuna daha çok eğilmemizi sağlıyor çünkü füzyon ile üretilen enerji çok daha fazla iken çok daha az atık üretiyor.

Füzyon ile ilgili araştırmalar ve deneyler 1940’lı yıllarda başladı ve günümüze kadar devam etti. Geldiğimiz noktada bir füzyon reaksiyonu oluşturabiliyoruz ancak hayalini kurduğumuz kalitede değil henüz. Yani şu an itibariyle ulaştığımız noktada füzyonu başlatabilmek için ihtiyaç duyduğumuz enerji; füzyon ile üretebileceğimiz enerjiden çok çok daha fazla ve bu nedenle füzyon reaksiyonu şimdilik hayal ettiğimiz optimum seviyeden çok çok uzakta. Sürdürülebilir ve güvenilir füzyon enerjisi için yürütülen tahminler 2030 lu ve 2040 lı yılları gösteriyor.

Füzyon reaksiyonu için ihtiyaç duyulan yakıt kolayca bulunabilen ve bol miktarda doğada yer alan hidrojen izotopudur. Fizyon ve onun radyoaktif nükleer atıklarına karşın; füzyon sadece helyum atığı üretir. Böylelikle sınırsız bir enerjiye ve sınırsız helyum parti balonlarına sahip olabiliriz.

Son yıllarda ulaşılan seviye itibariyle plazmanın manyetik olarak hapsedilmesi teknolojik olarak mümkün ve enerjiye dönüştürme konusunda mutlu sonuca ulaşmamız artık an meselesi.

Neticede nükleer füzyon fosil yakıtlardan dört milyon kat daha etkili bir güç kaynağıdır. Bu nedenle araştırmalar tüm hızıyla sürdürülmektedir.

Yosun Enerjisi

Dünyada etkin olarak kullanılma olasılığı oldukça düşük olan çok ilginç bir yakıt kaynağı da alglerdir. Göletlerde ve balık tanklarında yetişen bu yosun türü biyo-yakıt üretimi için dikkate değer bir potansiyele sahiptir. Fotovoltaik hücreler güneş ışığından güç üretebilirken, bir biyo-fotovoltaik hücre, bitkilerin yaptığı gibi fotosentez ile güç üretir. Fotosentez hücrelerde oluşur, güneş ışığını elektriğe dönüşmesini sağlar. Gerekli olan tek şey, yosun içerisinde bulunan hücrelerin bu işleme aracı olmasıdır.

Algler, fotosentez esnasında güneş ışığına maruz kaldıklarında elektron üretir. Bu elektronlar, biyo-fotovoltaik hücreler üzerinde depolandığında hemen elektrik olarak kullanılabilirler. Mükemmel, kendi kendine yeten küçük bir batarya. Enerji verimliliği güneş kadar iyi olmasa da kırsal alanlarda ve modern elektrik şebekelerine erişimi olmayan az gelişmiş ülkelerde çok yararlı olabilirler.

Alabama, ABD’de karbon karşıtı bir girişim olduğunu kanıtlayan bir alg biyoyakıt tesisi kuran ilk devletti. Tesis, yerel atık suları alglerle işlemektedir. Atık su algleri besler ve nihayi atık madde aslında tekrar doğaya salınabilen temiz sudur, çünkü algler pis atıklarla beslenir.

Alglerin kendisi daha sonra biyoyakıt haline getirilebilir ve işlem devam eder. Bu nedenle, çoğu enerji kaynağından farklı olarak sadece güvenilir, temiz bir yakıt üretmekle kalmaz, aynı zamanda çevreyi temizlemeye yardımcı olur.

İnsan Enerjisi

Matrix’teki makinelerin geleceği anlattığını kim tahmin edebilirdi? Gerçekten de bir insanı enerji kaynağı olarak kullanabilirsiniz ve şanslıyız ki, matrix teki gibi yapay gerçeklik dünyasında kimsenin tutulmasına gerek yok.

İnsanların gün boyunca harcadığı enerji aslında işlenip tekrar kullanılabilir hale getirilebilir. Sürekli olarak kinetik enerjiyi boşa harcıyoruz ve ısı yayıyoruz halbuki tüm bu açığa çıkan enerji dönüştürülerek daha verimli kullanılabilir.

2008 Yılında araştırmacılar, kinetik enerjiyi kişisel elektronik eşyalar için güce dönüştürebilen bir dizlik geliştirdiler. Kısacası, etrafta dolaşarak telefonunuzu şarj etmenizi sağlayan bir sistem tasarlandı.

Giyilebilir ve takılabilir teknoloji, geleneksel pil teknolojisine bağımlıdır. Fakat gelecekte, eğer bu maddeler kinetik enerji,vücut ısısı veya insan vücudunun ürettiği elektrik ile beslenebilseydi, kullandığımız cihazların hiçbirinin şarj ihtiyacı kalmazdı.

Uçan Rüzgar Türbinleri

Yakın zamana kadar, rüzgar enerjisi çok basit ve anlaşılır görünüyordu. Romanlardan tanıdığımız Don Kişot’un taarruzlarından bu yana yel değirmenleri var ve bugün dünya çapında elektrik üretimi için kullanılıyorlar. Ancak rüzgar enerjisi şu anda tüm ABD enerji tüketiminin yalnızca% 8,4’ünü karşılıyor. Bu aslında onu Amerika’daki en büyük yenilenebilir enerji kaynağı yapıyor ve güneş enerjisini bile gölgede bırakıyor. Ama aslında daha iyisi de mümkün…

Rüzgar her zaman etrafta olan bir kaynaktır. Güneş bile şu andaki rüzgar durumuyla rekabet edemez. Sorun yel değirmenlerinin yere bağımlı olması ve çok farklı boyutlarda boşa dönen rüzgar. Bildiğiniz gibi, rüzgar yerde her zaman esmiyor ama havada yeterince yukarı çıkarsanız daha güçlü ve daha tutarlı bir rüzgar elde edebilirsiniz ve uçan rüzgar türbinleri fikrinin doğduğu nokta tam olarak burasıdır.

Uçan rüzgar türbinleri uçurtma gibi dizayn edilmiştir. Rüzgarın çok daha güçlü olduğu yaklaşık 1600 feet yüksekliğe kadar ayarlanabilirler. Bazı uçan türbinler, yerde kuleye monte edilen türbinlerin iki katı güç üretebilir. Altaeros adlı bir şirket, devasa, keşif balonu tarzı türbinler geliştirdi ve güvenilir enerji kaynaklarından uzak topluluklara elektrik sağlamaya yardımcı olmak için Alaska kırsalına yerleştirdi. Kendi kendini idame ettiren türbin yere bağlıdır ve helyumla doldurulur.

Açık Deniz Rüzgar Türbinleri

Rüzgarla ilgili en güzel şey, ona hemen her yerde ulaşabilmenizdir. Ne kadar çok açık alan varsa, elektrik üretimi o kadar kolay olur. Açık denizler; binalar veya ağaçlar tarafından asla engellenmeyecek rüzgarı bulmak için en iyi yerlerden biridir. Açık deniz rüzgar santralleri yenilenebilir enerji kaynakları arasında favori seçeneklerden biri olacak.

Açık deniz rüzgarı 120.000 gigawatt güç üretme potansiyeline sahiptir. Bu, 2040 yılında tahmin edilen küresel elektrik talebinin 11 katına tekabül ediyor. Başka bir deyişle, açık deniz rüzgarı tüm dünyaya enerji sağlayabilir.

Açık deniz türbinleri, kıyıda inşa edilenlerden yaklaşık üç kat daha fazla güç üretir ve insanların gözünden uzak oldukları için rahatsız edici olmayacaklardır. Şimdi en büyük dezavantaj, rüzgar santrallerinin balıkçılık endüstrisini nasıl etkileyeceğidir.

Nükleer Geri Dönüşüm

Nükleer enerji, EBR-1’in elektrik üreten ilk operasyonel enerji santrali haline geldiği 1951’den beri; 70 yıl boyunca bazı tartışmalarla varlığını sürdürmüştür. Çok miktarda enerji üreten bu nükleer santraller işler kötüye gittiğinde felaketlere yol açabilir. Tıpkı Çernobil ve Fukuşima yakınlarında meydana gelen trajik kazaların vahim sonuçları gibi… Bir diğer kötü yanı ise; kaza ve sızıntı olmasa bile nükleer fisyon inanılmaz derecede tehlikeli nükleer atıklar üretir.

Bir şekilde kullanılamayan atıkların çoğu, sonsuza kadar saklanacağı depolama alanlarına taşınarak kaplarda mühürlenir. Oyulmuş dağlar veya tuzlu kaya, kil veya granit madenleri genellikle atıkların depolanabileceği yerlerdir. Bu depolar kelimenin tam anlamıyla bir milyon yıl boyunca atıkları tutacak şekilde tasarlanmıştır. Bu atıklar 1000 ila 10.000 yıl kadar bir süre ile radyoaktif kalır.

Nükleer geri dönüşüm, atıkları bir reaktörden alıp başka bir reaktörde kullanmak şeklinde tanımlanabilir. Nükleer reaktörler güç üretmede tuhaf bir şekilde verimsizdir. Aslında, nükleer atıklar bir yüzyıl boyunca tüm ABD elektrik şebekesine güç sağlama potansiyeline sahiptir. Dahası, enerji elde etmek için atıkları geri dönüştürmeye devam ettiğinizde, bu maddelerin radyoaktif olarak daha kısa sürelerde (Binlerce yıl yerine yüz yıl) tehlike oluşturmasını sağlayabilir.

Jeotermal Enerjiden Elektrik Üretimi

ABD’deki tüm enerjinin sadece% 0,4’ü jeotermal kaynaklardan geliyor. Kelimenin tam anlamıyla yenilenebilir enerji skalasındaki en düşük puana sahip. Öne çıkmaması ve hakettiği önemi kaanmamış olması çoğunlukla mühendislik problemlerinden kaynaklanmaktadır. Füzyon gibi, jeotermal enerji de tarih boyunca uygulanabilir bulunmadı ve yatırıma değer görülmedi. Enerjiyi üretmek için daha fazla zaman, çaba ve para gerekiyorsa, gerçekten buna değmez. Neyse ki, teknoloji ilerlemeye devam ediyor ve jeotermal enerji çok daha verimli hale gelmeye hazırlanıyor.

Dünya’nın çekirdeği güneş kadar ısı üretir, bu yüzden orada çok fazla potansiyel var. Jeotermal ısı radyoaktif bozunma sonucu oluşur, bu ısının birkaç milyar yıl boyunca üretilmeye devam etmesi bekleniyor. Pratik güç açısından, dünyadaki ısının % 0,1’inin yaklaşık 2 milyon yıl boyunca dünyanın enerji ihtiyacını karşılayabileceği tahmin edilmektedir.

Diğer yenilenebilir enerjilerin aksine jeotermal tartışmasız en istikrarlı ve güvenilir olanıdır. Rüzgar ve güneş değişebilir ve hava koşullarına tabidir. Oysa ki Dünya’nın çekirdeği her zaman sıcaktır, enerji her zaman oradadır. Bu sadece teknolojiyi geliştirme ve onu uygulanabilir kılmak için mühendislik çalışması gerektirir.

Gelgit Enerjisi

Açık deniz rüzgar türbinleri deni kaynaklı enerji üretimi için tek vasıta değil. Gelgitlerde yaklaşık bir terawatt enerji potansiyeli bulunmaktadır. Tüm dünya yılda yaklaşık 17 terawatt kullanıyor, bu nedenle gelgit enerjisinden üretilecek bir terawatt elektrik küresel ihtiyaçlarımızın önemli bir kısmına tekabülediyor.

Portekiz, Fransa ve diğer ülkeler de dahil olmak üzere Avrupa’da çeşitli dalga çiftlikleri denenmiştir. Bu çiftlikler teorik olarak konseptin doğruluğunu ispat ettiler ancak uzun vadede uygulanabilir oldukları henüz kanıtlanmadı. T

En uzun soluklu dalga tesisi, İspanya’da 2011 yılında açılan ve yaklaşık 100 konut için yeterli güç sağlayan Mutriku dalga tesisidir. Çok büyük bir enerji üretmeyi başaramasa da orada bir potansiyel olduğunu göstermiştir. Teknoloji verimli bir şekilde geliştirilebilirse, gelecekte kıyı bölgelerindeki yerel elektrik şebekelerine katkısı olabilir.

Güneş Yakıtı

Güneş enerjisi, çoğu insanın aşina olduğu bir şeydir, ancak güneş yakıtı başka bir konudur. Çoğumuz bu konsepte aşina değiliz, ancak güneş enerjisinden belirgin bir şekilde farklıdır. Bu güneş enerjisinden üretilen elektrik değil, yakıttır.

Daha önce güneş yakıtı yapmak için kullanılabilecek yosun enerjisine değindik, ancak buradaki potansiyel o kadar sınırlı değil. Güneş, hidrojen yakıtı üretmek için; su atomlarını bölmek için kullanılabilir. Etanol ve hatta amonyak gibi alkol yakıtları geliştirmek için de kullanılabilir.

Kimyasal yakıtlar için mevcut altyapı güneş yakıtlarını kolayca destekleyebilir. Bununla birlikte, şimdi yosun enerjisi değerini kanıtladığına göre, diğer güneş yakıtı üretim biçimleri için araştırmalar muhtemelen daha cazip hale gelecektir.

Uzay Tabanlı Güneş Enerjisi

Güneş, ABD’deki toplam gücün yalnızca % 2.3’ünü karşılasa da, yenilenebilir enerjiler arasında hala potansiyeline ulaşamamıştır. Gerçek şu ki eğer yeterince toplayabilir ve işleyebilirsek, güneş enerjisi tüm enerji ihtiyaçlarımızı kat be kat karşılayabilecek büyüklüktedir. Güneş, dünya’ya dik durduğu bir saat içerisinde, gezegenin tam bir yılda kullandığı tüm enerjiyi üretir.

Çözüm; Dünya sınırlarını aşıyor olabilir. Sonuçta, güneş sadece gündüz ve hava izin verdiği zaman bizim için kullanılabilir durumdadır. Atmosferi terk ettiğinizde ise doğru yöne bakıyorsanız, her zaman güneşi görürsünüz ve doğru mesafede zarar görmeden optimum enrji üretebileceğiniz noktayı bulmak gerekir.

2022 veya 2023’te CalTech, özellikle güneş enerjisini toplamak için uzaya bir dizi fırlatma faaliyeti planlıyor. Kompakt ve hafif güneş pillerinin artık teknolojik olarak üretilebilir olması nedeniyle gökyüzünde büyük yer kaplayan bir yörünge platformu oluşturmayacak ve maliyeti düşecektir. Mikrodalgalar aracılığıyla yeryüzüne elektrik iletebilen nispeten düşük maliyetli bir sistem oluşturmak sadece birkaç yıl uzakta olabilir.

Hakkında Ahmet METİNYeni Üye

Bir cevap bırakın

Captcha Captcha'yı güncellemek için resme tıklayın.

Yorum yaparak Hizmet Şartlarını ve Gizlilik Politikası kabul etmiş olursunuz.